25 Ocak 2011 Salı

Olamadığımız Yerde Çocuğumuzu Görme İsteğimiz

   Herkesin gözü en yükseklerde. En çok aranan kişi olmayı, saygın bir meslek sahibi olarak varlık içinde ve daha iyi yaşamayı, başkaları tarafından kıskanılmayı, hepimiz isteriz. Ancak bu sayılan özelliklere ve olanaklara bir çoğumuz ulaşamayız. Çünkü bu sayılanların bir kısmı doğuştan gelen özellikler, diğer bir kısmı da çalışarak ve emek harcayarak kazanılan yeteneklerdir.
    Hepimiz gençliğimizde değişik meslekler hayal edip, çeşitli nedenlerle bu mesleklere sahip olamamış olabiliriz. Bu normaldir. Ancak normal olmayan şey; olmak isteyip olamadığımız bu mesleklerde çocuğumuzu görme isteğimizdir. Bazı kişilerde bu istek öyle seviyelere çıkar ki; çocuğunun bütün geleceğini kendisi planlamaya çalışır. Bu tip insanlar için çocukların farklı yaradılış özelliklerinin hiç bir önemi yoktur. Gençliğinde gelmek isteyip gelemediği yere çocuğunu oturtmuştur bir kere. Artık farklı alanlardaki başarı, onlar için başarı değildir. Komşunun, akrabanın çocuklarıyla kıyaslama yapılır. Başarı o şekilde ölçülür.
    Bu davranışların çocuklar üzerinde çok korkunç bir baskı oluşturduğunun farkına bile varamazlar. Çocuk; anne ve babasının istediğini yerine getiremediği zaman bunalıma düşer. Onlara derdini anlatma şansı da bulamaz. Çünkü anne ve babanın kafasında oluşturduğu kalıp, çocuk için yabancıdır. Onun hayalleri farklıdır. İstediği meslek farklıdır. Aradaki bu uçurum büyüdükçe büyür. Sonunda farkında olmadan, çocuğuna hak etmediği bunalımlı bir son hazırlamış, belki de yaptığı yanlışlıklar nedeniyle çocuğu canına kıyacak, Ama anne ve babanın  bundan haberi bile yok. Çünkü onlar olmak istedikleri yerde çocuklarını görmek istiyorlar. Böyle bir yanlışın içine düştüklerinin farkına varamayacak kadar hırs bürümüş benliklerini. Birilerinin onları bu uykudan uyandırması gerek. Bu görevi biz neden yapmayalım.
   Anne- babaların hiç unutmaması gereken tek şey; insanların farklı özelliklerde yaratıldıklarını kabul etmeleri ve bu farklılıklardan kaynaklanan yetenek ve becerilerin; insanların geleceğinin ve mesleğinin belirlenmesinde önemli rol oynadığına inanmalarıdır. Aileler; çocuklarını olduğu gibi kabul edebilme şansını o zaman yakalayabilirler. İşte o zaman çocuklar ile aileleri arasındaki buzlar erir. Çocuklarıyla karşılıklı iletişim kurabilme şansını yakalayabilirler. Herkesin farklı mesleklerle hayatını sürdürmekte olduğunu, kimi daha yüksek mevkilerde görev yaparken, kimisinin de onların yönetiminde ve denetiminde diğer işleri yapmakta olduğunu, toplumun ihtiyaçlarının bu şekilde planlanıp yürütülmekte olduğunu daha kolay  kabullenebilirler. Çocuklarını başkalarıyla kıyaslamadan, onların başarısıyla övünmeyi öğrenirler. İşte o zaman herkesin hayatı kendisi için daha yaşanır olur.
    Çocuğumuzu; kendisi olduğu, hayatımıza güzellik kattığı için sevelim ve onlara cesaret verelim. Her şey çok daha güzel olacak.
                                                         Ali Akdoğan

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder