Çocuklar genellikle kurallı uzun cümle kurma döneminde kekelemeye başlarlar. Üç ile dört yaş arası bu döneme denk gelmektedir. Aile büyüklerinin bu yaş döneminde konuşmalarında çok dikkatli olması gerekir.
Aslında bu dönemde çocuklar daha güzel ve anlamlı cümle kurmak için çabalarken, düşünme sırasında geçen sürede, farkında olmadan, ünlü seslerin başa geldiği sözcüklerde kekelemeye başlarlar. Böyle bir ortam oluştuğunda, yanında bulunanları göz ucuyla izleyen çocuk, bütün dikkatlerin üzerinde toplandığını hissederse heyecanlanır. Kekeleme süresi ve kekelediği ünlü ses sayısı artmaya başlar. Çevresindeki insanların; işin farkına varıp gülüşmesi, durumun vahametini arttırır. Zamanla, çocuk konuşmaya başlayıp kekelediği sözcüklerin sonunu getirmeye çalışırken, yanındaki büyükleri, sözcüğü çocuğun ağzından kapıp tamamlarsa, iş çıkmaza doğru gider. Gelen misafirin yanında kekeleyen çocuk daha çok konuşmak ister. Bu, kendini ispat çabasıdır. Fakat büyükler; çocuğun daha çok yorulmasını önlemek amacıyla konuşmalara müdahale ederek farkında olmadan küçük düşürürler. Kendine güvenini yitiren kimi çocuklar, böyle durumlarda içine kapanarak kekemeliği bir kader gibi kabullenmeye başlar. Bazı zeki çocuklar ise, bu duruma kendi çabalarıyla çözüm bulmaya çalışarak mücadelesine devam eder.
Çocuk ünlü sesle başlayan sözcüğün başına bir ünsüz ses getirerek sözcüğü daha kolay çıkarmaya başlar. Örneğin "anne" sözcüğünün başına "v" sesi getirerek sözcüğü "vanne" haline getirdiğinde kekelemeden söylemeye başlar. İşte tam burada büyüklere büyük görevler düşer. Çocuğu yüreklendirmeli ve bu tür sözcükleri çoğaltarak konuşma alıştırmalarında yardımcı olmalıyız. Ünlü seslerin başa geldiği sözcükleri heceleyerek ve türkü formatında çocukla birlikte söylemeli ve buna uzun zaman ayırmalıyız. Çocuğun kekeleyerek başladığı sözcüğü tamamlamasını beklemeli ve sıkıldığımızı ona sezdirmemeliyiz. Onu olduğu gibi kabullenmeli ve ailece görüştüğümüz kişilere bunu anlatarak onların da bu durumu kabullenmelerini sağlamalıyız. Okulda öğretmenine durumu anlatıp sınıf içindeki arkadaşlarının arasında alay konusu olmasına engel olmalıyız. Bunları yaparken çocuğumuzun geleceğini kurtardığımızı unutmayalım.
İlkokul öğrencisiydim. Sınıfımızda Sultan Güvercin adında bir arkadaşımız vardı. Çok zekiydi. Dersleri bizden daha iyiydi. Ama kekeme olduğu için ilkokuldan sonra okulu bırakmak zorunda kaldı. Bu beni çok derinden etkilemişti.
Bu tür sorunları olan aile büyüklerinin profesyonel destek almaları mutlaka gereklidir. Bu konuda yazılmış eserleri okumaları gerekir. Ben Mersin'in Mut ilçesi Ilıca köyüne bağlı Çatakbağ mahallesinde öğretmen olarak görev yaparken, büyük oğlum tam kurallı cümle dönemindeydi. Atamamızın çıkması ve geldiğimiz köydeki insanların yöresel dil ile konuşmaları ve konuşmadaki şive farkından dolayı kekelemeye başladı. İlk başlarda ne yapacağımızı bilemedik. Mehmet Okuturlar'ın bu konuda yazdığı bir kitabı olduğunu öğrenip kendisinden istedim. Mehmet bey elinde yeterli kitap olmadığı için ilgili bölümün fotokopisini çektirip postayla bana gönderdi. Mehmet beyin bu özverili davranışı beni çok duygulandırdı. Bana göre bu çok büyük bir insani davranıştı. Kendisine buradan minnettarlığımı bildirmek istiyorum.
Gelen fotokopileri okuduktan sonra ne büyük yanlışlıklar yaptığımı gördüm ve öğretmen olarak bunları bilmediğim için utandım. Çocuğumla doğru ilgilendikten sonra sorunu daha kolay çözdük. Kekelemeyle ilgili hiç bir sorunumuz kalmadı. Oğlum başarılı bir öğrencilik döneminden sonra; Ortadoğu Teknik Üniversitesinde çift ana dal okudu. Fizik ve Fizik öğretmenliği bölümünü bitirdi. Eğitim alanında doktorasını yaptı.
İşte yukarıda verdiğim Sultan örneği ve bizim örneğimiz canlı birer hayat dersi. Bu tür sorunu olan aileleri uyarmak amacıyla böyle bir yazı yazma ihtiyacı duydum. Uyarılarımla onların ufuklarında küçük de olsa bir pencere açmış olmayı umut ediyorum.
Her bilgi insanın ufkunu genişletir. Yaşamına anlam katar.
Ali Akdoğan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder