Bana göre bir çocuğun nerede dünyaya geldiğinin bir önemi yok. Çünkü hiç kimse dünyaya geleceği yeri seçme hakına sahip değil. Anne ve babası nerede yaşıyorsa orada dünyaya geliyor ve bu durum hiç kimse için ne avantaj, ne de dezavantajdır. Konuştuğu dil ve inancı da bir çocuğun tercihiyle oluşan bir durum değil.
Benim anlayışıma göre yukarıda sayılan durumlar bir kişinin varlığını devam ettirmesi için mutlaka çok gereklidir. Ama dünya vatandaşı olmak için bunlar yeterli değildir. Dünya toplumunun kabul ettiği değer yargılarına uyumu, komşu hakkına saygı, arkadaşına karşı davranışları, empati kurabilme gibi değerleri özümsemek daha çok önem kazanıyor.
Doğduğu yere, konuştuğu dile veya inancına göre insanları kategorize edip; şu dili konuşan daha üstün, şu inançta olan daha üstün, şurada doğan daha iyi insandır demek kadar yanlış bir yaklaşım olamaz. Nerede doğarsa doğsun, hangi dili konuşursa konuşsun, hangi inançta olursa olsun; kişilerin yanlış davranışları olduğunda kötü, iyi davranışı olduğunda iyi değerlendirmesi yaparak insanlara doğru bir gözle bakarsak işte o zaman dünya vatandaşı oluruz. Birlikte yaşadığımız kişileri de dünya vatandaşı standartlarına doğru çekmiş oluruz.
Bizi yönetenlerin, eşimizin, sevgilimizin, patronumuzun ve hepimizin dünyaya bu gözle baktığı günleri yurdumda yaşamanın çok da zor ve uzak olmadığını düşünüyorum. Ülkemde barış ve kardeşliğin bu temelde kurulacağına ve yükseleceğine inanıyorum.
Ali Akdoğan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder