31 Ağustos 2013 Cumartesi günü sabah saat 09.00 da Elazığ'ın Kovancılar ilçesine bağlı Karabörük köyünden iki özel arabayla toplam on bir kişi yola çıktık. Kısa bir stabilize köy yolundan sonra Elazığ-Tunceli asfaltına çıktık ve Tunceli yönüne doğru yola devam ettik. Yol gayet güzel ve sakindi. Tunceli'ye 80 km gitmemiz gereken yol vardı. Hemen bir akarsu yatağında suya paralel giden bir yol Sağımız doğu torosların devamı olan sıra dağlar, solumuz Munzur vadisine doğru sokulan Keban baraj gölünün devamı. Harika bir manzara. Mazgirt köprüsünden geçtik. Şimdi sağımızda akarsu yatagı solumuzda dağlar. Kıvrılarak devam eden kara yolunda ilerlerken çevremizdeki manzarayı izlemeye doyamıyoruz. Tunceli'yi geçtik. Ovacık yoluna saptık. Yol dar ve virajlı. Yine Solumuzda Munzur suyu, sağımızda da yüksek boynuz kayalardan dağlar. Suyun solunda da yüksek kayalardan oluşan dağ sırası. Dağların arasından sadece bir evlek gök yüzü görünüyor. Yolda kapalı virajların çok ve yolun dar olması nedeni ile arabanızla en fazla 50 km hız yapabiliyorsunuz. Bu mesafe Ovacık ilçesine kadar yaklaşık 60 km. Ovacık ilçesinden sonra 20 km daha gittik. Harika bir mesire yerine geldiğimizi anladık.
Bu mesire yerinde buzdolabını kimse kullanmıyor. Yiyeceğini içeceğini bu suyun içinde soğumaya bırakıyor. Bizde aldığımız karpuzu suyun içine bıraktık. Buz gibi soğudu. Gelen ziyaretçileri izledim. Kolasını meşrubatını suyun içine bırakıyorlar. Tam bir doğa harikası. Ancak ziyaret ettiğimiz dönem yeraltı sularının azaldığı döneme denk geldi. Suların dağın eteğinden çağlayarak akan gözleri kurumuştu. Orada bulunan yerli halka sorduk. Buraya ziyaret yapılacaksa Mayıs-Haziran ayları seçilmeli dediler.
Doyumsuz bir günün ardından geriye döndük ama aklımız orada kaldı.
Ali Akdoğan
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder