3 Ekim 2015 Cumartesi

Analar Ağlamasın Derken Babalar Unutulmasın

  Son zamanlarda ülkemizde o kadar çok ölümler oldu ki, trafik kazaları sel felaketleri,  çatışmalar ve daha bir çok ölümler, yok yere yitirilen canlar. Analar ağlamasın derken her gün anaları ağlattık. Toplumda öyle bir düşünce yerleşti ki; ölen evlatların arkasından sadece annelerin ağladığı düşünüldü. Peki açıktan ağlayamayan veya göz yaşlarını açıktan akıtmayı erkekliğe sığdıramayarak içine damlatan ve yüreği kanlı göz yaşlarıyla dolan babalar. Babaların çektiği acıyı düşünebiliyor musunuz?
   Hiç düşündünüz mü? Ölen evladın ardından annenin acısı daha fazla, babanın acısı daha az olabilir mi? Bu soruyu kendinize sordunuz mu? Böyle bir düşünceye sahip olmak bile ayrımcılıktır. Evlat hem annenin, hem de babanın canının yarısıdır. Bir anne ve baba için yaşama sevinci, çocuğunun sağlıklı yaşıyor olmasıdır. Çocuğunun tırnağı taşa değse her iki ebe beyinin de ciğeri aynı derecede sızlar. Anne biraz daha fazla feveran ederek acı çektiğini açığa vurur. Baba ise yüz ifadesinin değişmesiyle gösterir acısını. Yaşanan travma aynı ölçüdedir aslında.
  Lütfen acıları yarıştırmak için bu yazıyı yazdığımı sanmayın. Benim tek rahatsızlığım acılar tanımlanırken babaların  unutulması. Aslında kardeşler, eşler, çocuklar, sevgililer de büyük acı yaşarlar. Bunların hiç birinin unutulmaması gerekir. Bu saydığım yakınların acısını basitleştirerek onların acısına  saygısızlık yapılmasını istemiyorum. Acı acıdır. "Ateş düştüğü yeri yakar." Bu söz aslında çok anlamlıdır ve tam da burada yerine oturuyor. Ama bizim folklorik kültürümüzde bile bu ayrım yapılmıştır. Halk Türküsünün birinde "Ağlarsa anam ağlar, Gerisi yalan ağlar" sözleriyle acıların farklı yaşandığını ima etmektedir.
   Tabi ki analar ağlamasın. Ama bunun yanında babalar, kardeşler, eşler çocuklar, sevgililer de ağlamasın. Yaşatmamız gereken insanımızı gözümüz gibi sakınalım koruyalım ki kimse ağlamasın. Aslında çok güzel günler yaşamak bu toprağın insanlarının da hakkı. Bu hakkı kendimize verelim. Dünya büyük, ülkemiz güzel, herkese yaşayacak kadar yer vardır, diyorum.

                                                                                                                   Ali AKDOĞAN