Aslanköy'de görev yaparken birlikte çalıştığımız ve fakat 1990 yılı Ağustos ayındaki yangında kaybettiğimiz Ayşen Ergan arkadaşımızın anlattığı bu fıkramsı olayı sizlerle paylaşmak istedim.
Aynı köyden iki delikanlı birlikte askere gitmiş ve tesadüfen aynı bölükte askerlik görevlerini yapıyorlarmış. Bir gün bölük komutanı bölükte bulunan askerlerden birer tane vesikalık fotoğraf istemiş. Üç gün içinde vermelerini emretmiş. Bizim aynı köylü delikanlılardan birinin iki tane vesikalık fotoğrafı varmış. Diğerinin hiç yokmuş. Fotoğrafı olmayan delikanlı, iki fotoğrafı olan köylüsüne yaklaşmış ve;
- Emmoğlu şunlardan birini bana öncüt versen olmaz mı? Benim olunca bende sana veririm, demiş.
Öteki;
- Olmaz emoğlu. Bu herkesin kendine ait olur. Öncüt verilmez, demiş.
Diğeri biraz da kahırlanarak;
- Hadi canım, veresin yok ondan böyle diyorsun, demiş ve küsmüş.
Öteki iki fotoğrafı olan delikanlı dili döndüğünce anlatmaya çalışmış ama diğeri anlamak istemeyince bir ilerleme kaydedilmemiş.
Fotoğrafları teslim etme tarihi gelip çatmış. Fotoğrafı olanlar vermiş. Bizim delikanlı köylüsü kendisine öncüt fotoğraf vermediği için komutanına şikayette bulunmuş.
- Komutanım onda iki tane vardı. Öncüt istedim vermedi. Benim de param yoktu. O yüzden fotoğrafım yok, demiş.
Komutan;
- Oğlum bunda ödünç olmaz, herkesin kendisine ait olur, deyince.
İnanmış bizimki. Gitmiş köylüsünden özür dilemiş. İş tatlıya bağlanmış. yoksa köye kadar gelse bu küslük ayıp olacakmış.
Rahmetlik Ayşen öğretmen bunu anlatıp arkasından bir kahkaha patlatırdı. O görüntüsü gözlerimin önünden hiç gitmiyor. Birlikte beş yıla yakın çalıştık güzel günlerimiz oldu. Allah rahmet eylesin.
Ali Akdoğan