Bizim yetişmemizde ve belli mesleklere sahip olmamızda, elbette birçok öğretmenin emeği olduğu inkar edilemez. Ancak öğretmenin kim sorusunun cevabında gizli olan öğretmen kişiliği, ilkokul öğretmenimizdir.
Başarılı bir hareketimiz ya da iyi bir davranışımız görüldüğünde, bütün övgüler ve güzel sözler ona gider. Eğer yanlış bir hareket yada davranışta bulunursak da bütün eleştiriler ve kötü sözler yine ona gider. Onun içindir ki; bizim mesleğimizin çok zor ve sorumluluk isteyen bir meslek olduğu herkes tarafından kabul görmüş ve "KUTSAL" sözcüğü ile taçlandırılarak onaylanmıştır.
Ülkeyi yönetecek olanları da, geleceği kuracak olanları da, herkesin derdine çözüm bulacak olanları da biz yetiştiriyoruz. Kendimizle ve mesleğimizle ne kadar gurur duysak azdır.
Bizim çabalarımız; anne ve babaların desteği ve çevrenin olumlu katkısı olursa, olumlu ve topluma yararlı bireyler yetişir. Aksi halde bizim çabamız tek başına yeterli olmaz. Asıl unutulmaması gereken temel ilke; insanların ilgi ve ihtiyaç duyduğu şeyleri öğrendikleri. Öğretmenin çabası; iyi şeylere ilgiyi artırmak ve onu ihtiyaç haline getirmek. Öğrencisinin dikkatini, iyi şeylerde yoğunlaştırmasını sağlamak. Bunu becerebildiğimiz ölçüde başarımız artar.
Hiç bir öğretmen okulda öğrencisine hırsızlık yapmayı, yalan söylemeyi, dolandırıcılığı, fitneyi, fesadı öğretmez. Aksine kötü olduğunu, suç olup sonucunda ceza alınacağını hepimiz söylemişizdir zamanında. Ama çevrenin ve ailenin davranışları suça teşvik edici olursa, çocuk hırsızlığı en ince detaylarına kadar öğrenir. Yalanın en osturuklusunu söyler. Babasını bille dolandırır. Bütün köyü, mahalleyi, hatta memleketin tamamını birbirine düşürüp uzaktan izlerken sevinçle ellerini ovuşturur. İşte tam da burada mesleğimiz hak etmediği eleştirilere maruz kalır.
Aile yada çevre, çocuğun en küçük olumsuz davranışında suçu öğretmende ya da okulda bulur ve;
-Öğretmenin kim senin?
-Ne biçim öğretmen?
-Gözü kör olsun öğretmeninin.
-Okulda size bunu mu öğretiyorlar? gibi hiç de hak etmediğimiz sözler.
Çocuk iyi bir davranışta bulunmuşsa bütün başarı kendilerinin olur ve hemen;
- Kimin oğlu yada kızı?
- Babasına yada annesine çekmiş.
-Biz ona az emek vermedik, sözleriyle bütün başarıyı kendilerine mal ederler.
Çocuğun olumlu yada olumsuz davranışlarında, okul kadar kendilerinin de sorumlu olduğunu ve çocuğun; okul, çevre ve ailenin ortak malı olduğunu unutuyorlar. Aslında unutmak değil kolaya kaçmaktır bunun adı.
Ali Akdoğan